İkinci Meşrutiyeti yaratan ana etken, II. Abdülhamit'in baskıcı rejimine karşı Jön Türklerin verdiği özgürlük mücadelesiydi.
Jön Türklerin İttihadı Osmanî (1889) ile başlayan gizli örgütlenmeleri 1895'ten sonra esas olarak Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti ile devam etti. Jön Türk muhalefeti, orta sınıf asker ve sivil aydınlardan oluşuyor, basın yoluyla propagandayı ve hatta darbe girişimleri (1896-1897) gibi eylem biçimlerini deniyordu. Jön Türklerin de tıpkı Genç Osmanlılar gibi, işlenmiş ve tutarlı bir dünya görüşleri yoktu. Bu akım içinde, islamcı görüşlerle laik düşünceler, saf Batıcı eğilimlerle antiemperyalist arayışlar yan yana yaşıyordu. İktisadî görüşler ise berrak değildi. Jön Türk siyasal düşüncesi, mutlakiyete karşı çıkmak, anayasanın yeniden yürürlüğe konmasını istemek, imparatorluğun bütün halkları için Osmanlılık çerçevesi içinde özgürlük talep etmek gibi noktalarda toplanıyordu. Ana hedef, "bütün Osmanlıların kardeşliği" fikrinden yola çıkarak, imparatorluğu dış müdahale ve iç bölünmelere karşı korumaktı. Bu açıdan, asıl amaç özgürlük değil, "devletin kurtarılması" idi. Özgürlük ve anayasal rejim, bunun en elverişli aracı olacak, kaynaşan unsurlardan bir "Osmanlı milleti" çıkacak, "Osmanlı vatanı"nı yeniden tanımlayacaktı. Bu nedenle Jön Türk akımının başlangıçtaki özü Osmanlıcılıktı.
Devletin nasıl kurtarılabileceği sorusuna verilen cevaplar, Jön Türk muhalefetinin başlıca iki kanada ayrılmasına yol açacaktı. Başını pozitivist Ahmed Rıza Bey'in çektiği İttihat ve Terakki'ci kanat, seçkinlerin rolüne inanıyor, devletçi ve merkezci bir politika öngörüyor, Türkleri de yönetici ve egemen durumuna getirmeyi amaçlıyordu. Prens Sabahaddin'in öncülük ettiği diğer kanat ise, bölgesel özerklikler, yerinden yönetim, özel teşebbüs ve yaratıcılık, bireycilik gibi temalara ağırlık veriyordu. Birincilerin Türkçü, devletçi, merkeziyetçi, otoriter ve seçkinci tavrına karşılık, ikinciler Osmanlıcı, ademimerkeziyetçi ve bireyciydiler. 1905 sonrasında Jön Türk akımı askerî çevreleri etkisi altına aldı. Özellikle Makedonya'daki gizli ve yarı-askerî ihtilalci örgütlenmeler etkinlik kazandı. 29 aralık 1907'de Paris'te toplanan İkinci Jön Türk Kongresi, bütün siyasal eğilimleri ve çeşitli milliyetlerin temsilcilerini bir araya getirerek, ciddî bir birlik havası yarattı. Kongrede, II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesi ve parlamentolu düzene geçilmesi yolunda kararlar alındı. Eylem yöntemleri olarak da, ordu içindeki propagandaya ağırlık verilmesi, halkın vergi ödememek suretiyle sivil itaatsizliğe çağrılması, silahlı-silahsız direnişler düzenlenmesi, greve gidilmesi, genel ayaklanma koşullarının hazırlanması gibi esaslar karara bağlandı.
1906-1908 yılları, kitle mücadelelerinin de yükselişine sahne oldu. 1906'da Kastamonu'da halk belediye seçimlerini boykot etti. 1907'de Erzurum'da, subayların ve gençlerin aktif rol oynadığı önemli kitle hareketleri görüldü. Asıl kargaşa ise Rumeli'deydi.
Devamını oku...