Dünya 1951

24 Temmuz 1951 – Mareşal Philippe Pétain öldü.

1916-1917 yıllarında büyük bir tehlikeyi önleyerek ordunun içinde çıkmak üzere olan isyanı bastıran bu ünlü askerin kaderinde Fransa’nın yaşadığı en büyük zaferle en aşağılayıcı  saatleri bir arada yaşamak varmış…

Mareşalin ölümü Fransız vicdanı için, son derece üzücü uzun bir trajedinin son bölümüdür. 1916-1917 yıllarında Verdun savaşı sırasında kararlı tutumuyla bütün Fransızların gözünde bu savaşın kahramanı olmuştu.

1917 yılında büyük bir tehlikeyi önlemişti. Otoritesi ve itibarı sayesinde ordunun içinde çıkmak üzere olan bir isyanı bastırmıştı. O zamanlar çok sevilen, sayılan biriydi müttefik orduların kumandanlığına getirilmesi bile düşünülmüştü ama Georges Clemenceau, daha cesur ve atak olduğuna inandığı, cesurca saldırıya geçebileceğine inandığı Foch’u bu göreve tâyin etti. Philippe Pétain Fransa Mareşali olmuştu, bu unvanı kazandığında büyük savaşın ünlü kahramanlarından biri olarak kabul edilmişti. 1940 kampanyası sırasında Mareşal Pétain askerî açıdan Fransa’nın savaşı kaybettiğini kabul etmişti. Savaşa son verilmesinden yanaydı. O trajik günlerde Bordeaux’da kurulan, amacı mütareke şartlarını görüşmek olan hükümete başkanlık yapmayı kabul etmişti.
Yaptığı meşhur konuşmada “Kendini Fransa’ya adadığını” askerî ve siyasî bütün sorumluluğu üzerine aldığını açıklamıştı, bunun sonuçlarına da katlanacaktı.

O sıralarda, o kaçınılmaz gibi gördüğü davranışı benimsemişti, Fransızlar’ın büyük bir çoğunluğu da onun gibi düşünüyordu. O sıralarda milyonlarca Fransız hem Pétain hem De Gaulle taraftarıydı. Vichy’deki serbest Fransa hareketinin bir formaliteden ibaret olduğunu sonunda Mareşal Pétain’in De Gaulle’ün yanında yer alacağını düşünüyordu.

Ama yavaş yavaş Mareşal Petain gücünü kaybediyordu. Mareşal müttefiklerin gücünü, Fransız direnişçilerin neleri yapabileceklerini tahmin edememişti. İşgal kuvvetlerinin baskısına boyun eğer bir tutum içindeydi. Yaşı icabı kadere tevekkülle boyun eğer gibiydi. Fransızlar yavaş yavaş onun yanından ayrılıyorlardı. 1942 yılında serbest bölgenin de düşman tarafından işgaline göz yumunca halkın desteğinden yoksun kalmıştı.

1945 yılında yapılan duruşmalardan sonra ölüm cezasına çarptırıldı, yaşlı olduğu için Yeu Adası’nda ömür boyu hapse mahkûm edildi.

Loading

Makale ne kadar kullanışlı?

Değerlendirmek için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama 0 / 5. Oy sayısı: 0

Şimdiye kadar oy yok! Bu gönderiyi ilk değerlendiren siz olun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Follow by Email
YouTube
WhatsApp