12 Nisan 1951 – Truman, MacArthur’un yetkilerini elinden aldı

Başkan Truman, otoriter tavrıyla gerektiğinde çok meşhur ve güçlü bir askeri görevden almaktan çekinmemiştir. Böylece Amerika’nın yapısında sivil gücün
üstünlüğünün altını çizmiştir..

Başkan Truman’ın MacArthur’un elinden yetkilerini alması bütün dünyayı etkilemiştir.

Yıl başından beri Kore’deki B.M. kuvvetlerinin kumandanlığı konusunda devam eden anlaşmazlık nihayet sona erdi; mantıklı bir şekilde, Washington bu meseleye bir çözüm buldu.

Çin birliklerinin bir sel gibi üzerlerine gelmesinin verdiği şaşkınlıktan sonra kendisini toparlayan müttefik kuvvetler, hava kuvvetlerinin ve ağır silahlarının ezici üstünlüğü sayesinde çok kısa bir süre içinde duruma hâkim oldular, üstünlüğü sağladılar. Dalgalar halinde bir insan seli gibi gelen Çin’li birlikler B.M. birliklerinin karşı saldırısına dayanamayıp parçalanmışlardı. Böylece B.M. kuvvetleri önemli olan Güney Kore topraklarını tekrar ele geçirdiler.

General MacArthur bu başarıyı yeterli görmüyordu, 25 Mart günü kendisine bu savaş tiyatrosunu Çin’e kadar götürebilmesi için izin ve yetki verilmesini istiyordu. Mac
Arthur, izin verilirse Çin’de Mao rejimine son verebileceğini imâ etmek istiyordu.

Sivillerin haklarını gasp edercesine, MacArthur’un yetki dışına çıkar gibi davranması ve böyle bir talepte bulunması, milletlerarası camiayı heyecanlandırmıştı. Böyle bir
davranış bombardımanlara yol açabilirdi, özellikle Çin’e nükleer bomba atılmasına sebep olabilirdi.

Başkan Truman’ın MacArthur’un yetkilerini elinden alması bütün dünyayı etkilemişti.

Bu, büyük demokraside, her şeyin yasalara saygıya ve devleti yönetmekle sorumlu hükümetin belirlediği politikaya bağlı olduğunu göstermektedir.

Bir insan ne kadar değerli, üstün vasıflara sahip olursa olsun, askerî meslek hayatında ne kadar olağanüstü hizmetlerde bulunmuş olursa olsun, halkın hür iradesiyle seçilmiş meşru hükümetin gücüne uyması gereken bir kuraldır. Amerika’nın yapısı sivil gücün üstünlüğüne dayanmaktadır.

Başkan Truman, otoriter tavrıyla bunun altını çizmiştir.

Gerektiğinde çok meşhur ve güçlü bir askeri görevden almaktan çekinmemişti.

Başkan, Japonya fatihi olarak kabul ettikleri general MacArthur’a destek olan Cumhuriyetçi Parti’yi de karşısına almaktan çekinmemiştir.

Başkanın kararlı tutumu demokrasiye bağlı bir milleti şereflendirmiştir.