II. MeşrutiyetKonular

İkinci Meşrutiyet’in ilanı

“1905-1908 yılları arasında uluslararası konjonktür yeni bir meşrutiyetçi atılım için elverişliydi.”

Avrupa ve Asya’da demok­rasiye doğru gidiş eğilimleri, XX. yy başlarında güçlenmişti. 1905’te Rusya’dan sonra, Uzakdoğu’da Japonya meşrutiyeti seçmişti; Çin bu yola girmek üzereydi. Ortadoğu’da ise İran 1905-1906 yıllarında meşrutî düzene kavuşmuştu.

Resneli Niyazi Bey
Resneli Niyazi Bey

Meşrutiyete geçilmesinde önemli rol oynayan bir başka dış etken de, İngiltere kralının Rus çarı ile yaptığı görüşme (Reval Mülakatı) oldu. Reval Mülakatı, İttihat ve Terakki ve eylemci subaylar tarafından, impara­torluğun paylaşılmasına yönelik yeni bir komplonun başlangıcı olarak algılandı ve büyük bir telaşla tepkiye yol açtı. Padişahın Rumeli’ye göndermiş olduğu « güvenilir adamları »nın birbiri ardı sıra vurulması sonucu, sa­rayla olan bağlar tamamen kopma noktasına geldi. Bu ortam içinde, 400 kişilik çetesiyle Resne’de dağa çıkan kolağası Niyazi Bey‘in bu eylemi, ihtilalin başlaması anlamına geldi. Sarayın bu ayaklanmayı bastırma girişimleri sonuç vermedi ve direniş ge­nişledi. Padişaha çekilen telg­raflarda anayasanın yeniden yürürlüğe konması ve bir « millet meclisi »nin toplanması isteni­yordu. Nihayet 23 temmuz 1908 günü İttihat ve Terakki, Manastır’da hürriyeti ilan etti. Aynı gün bütün Rumeli bunu be­nimsediğini telgraf yağmurlarıyla saraya bildirdi. Aynı gece de II. Abdülhamid, Kanunuesasî’nin yeniden yürürlüğe konulduğu anlamına gelen Meclisi Vükela mazbatasını onaylayıp, ikinci defa Meşrutiyet’i ilan etti.

İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ağırlığını koyduğu seçimler so­nunda oluşan Meclisi Mebusan ile Heyeti Âyan’dan kurulu Osmanlı parlamentosu 17 aralık 1908 günü padişahın nutkuyla açıldı. Fakat İttihatçılar meclisi denetimleri altında tutamadılar. Bunda, İttihat ve Terakki’nin hâlâ bir siyasî parti değil, cemiyet olmasının da payı vardı.

İkinci Meşrutiyet denemesi çok geçmeden, «31 Mart Vakası» adıyla bilinen olayla bir süre kesintiye uğradı. 31 Mart, meşrutiyete karşı gerici bir ayaklanma olduğu kadar, meş­rutiyete karşı çıkmayan, ama İttihat ve Terakki’ye karşı askerî bir darbe hazırlığı içinde bulunan bir kesimin de faaliyetleri sonunda ortaya çıkmıştır. Bu ayaklanma günlerinde, parlamento ve hü­kümet gibi anayasal kuruluşlar işlemez hale gelirken, sarayın nüfuzu yeniden arttı. Ayaklanma, Selanik’ten gelen Hareket Ordusu’nun 24 nisanda İstanbul’a girmesinden sonra bastırılabildi. 27 nisanda yeniden toplanabilen Meclis, II. Abdülhamid‘in tahttan indirilmesine karar verdikten sonra yoğun bir yasama faali­yetine girişti. II. Meşrutiyet’in siyasî ve hukukî yapısı büyük çapta bu dönemdeki faaliyetin eseridir. Bunun ağırlık noktasını 1876 Kanunuesasî’sinde yapılan değişiklikler meydana getirir.

Makale ne kadar kullanışlı?

Değerlendirmek için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama 0 / 5. Oy sayısı: 0

Şimdiye kadar oy yok! Bu gönderiyi ilk değerlendiren siz olun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Follow by Email
YouTube
WhatsApp