Sümerler
M.Ö. IV. Binyılın ortalarında Aşağı Mezopotamya’da parlak bir uygarlık gelişti: Sümer Kent Devletleri Uygarlığı.
Yakın zamandaki arkeolojik bulgulara göre, MÖ 3500’e doğru Aşağı Mezopotamya’daki halkların hayatında önemli değişiklikler oldu. Göründüğü kadarıyla bunun nedeni, yeni halkların, yani Sümerlerin gelişidir. Kökenleri hakkında hiçbir şey bilinmeyen Sümerlerin edebiyat ve din metinleri, yalnızca Yakındoğu’da görülen bitişken bir dille yazılmıştır. Bin yıl boyunca, daha sonra bütün Doğu halklarının benimseyecekleri çiviyazısı diye adlandırılan bir yazı sistemi kullanmışlardır.
Sümer uygarlığı, Aşağı Mezopotamya’ya M.Ö. 2800-2600 yıllarına doğru yerleşti ve MÖ XVIII. yy’a kadar özgün kimliğini korudu. Bölgede, her biri bir kral tarafından yönetilen birçok kent devleti kurdular. Her kentin aynı bir tanrısı vardı. Bu tanrının naibi (ensi) yani temsilci sıfatıyla bütün tebaanın efendisi ve mülklerinin sahibi olan krallar, kent tanrısının sınırsız mal varlığını koruyan rahiplerle iyi geçinmek zorundaydılar. Taşkınlardan korunmak için yüksekçe bir teras üzerine kurulan tapınaklar, kentlerin en merkezî yerindeydi. Bu tapınakların yakınında, saz damlı tuğla konaklarda yaşayan krallar, halktan aldıkları vergilerle geçinirdi. Halkın bir bölümü sulu tarım yapan çiftçiler, bir bölümü çömlekçi çarkında harikalar yaratan zanaatkârlar, bir bölümü de dışarıdan getirilmiş kereste, taş ve metalleri işleyen usta sanatçılardı. Kent devletleri uzak bölgelerle ticaret yapıyor, sözgelimi mücevherlerde kullanılan lapis lazuli taşı Afganistan’dan getirtiliyordu. Küçük krallıklar sürekli birbirleriyle savaşır ve üstün gelen devletin kralı, yenilinceye kadar kendini “dört bölgenin kralı” ilan ederdi.
M.Ö. XXIV. yy’ın sonunda Akkadlı Sargon, Mezopotamya’nın ilk gerçek imparatorluğunu kurdu. Daha sonra Ur Kralı Ur-Nammu, Basra Körfezi’nden bugünkü Suriye’ye kadar olan bölgeyi egemenliği altına aldı. Ama, diğer krallıkların çoğu hiçbir zaman fazla büyüyemedi. Sümer kent devletleri, sürekli savaşlarla güç kaybederek sonunda Samî kökenli istilacı Amurrulara yenik düştü.
Bu halk, Hammurabi’nin (M.Ö.1793-1750) hükümdarlığı zamanında bütün bu toprakları ele geçirdi. Ama başkentleri Babil, Sümerler’in din, hukuk ve bilim kültürünü olduğu kadar yazı sistemini de miras olarak korudu.
Geri bildirim: Mezopotamya - Almanak Türkiye